KAPİTALİZM SÖMÜRÜSÜNDEN KURTARACAK OLAN KADİM DEVLET NEDİR?.
Önce ‘Kadim Devlet’ programının ne olduğunu ve neyi içerdiğini anlatalım.
KADİM DEVLET: HER VATANDAŞINI EŞİT ŞEKİLDE KORUYANDIR
KADIM DEVLET: HER VATANDAŞINA SAHİP ÇIKANDIR
KADIM DEVLET: HER VATANDAŞINA EŞİT ADALETTİR
KADIM DEVLET: HER VATANDAŞINA ÜCRETSİZ EĞİTİMDİR
KADİM DEVLET: HER VATANDAŞININ İNANCININ GÜVENCESİDİR
KADİM DEVLET: HER VATANDAŞININ RAHAT GEÇİNMESİNİ SAĞLAMAKTIR
KADİM DEVLET: HER VATANDAŞINA İŞ SAĞLAMAKATIR
KADİM DEVLET: HER VATANDAŞININ HUZURUDUR
KADİM DEVLET: HER ÇOCUĞU KORUYAN, HER GENCİNE GELECEKTİR
KADİM DEVLET: FİKİR VE DÜŞÜNCENİN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR
KADİM DEVLET: TOPLUMSAL BARIŞ VE KARDEŞLİKTİR
KADİM DEVLET: TOPLUMUN HER DEĞERİNE SAHİP ÇIKMAKTIR
KADİM DEVLET: DEVLETİN GELİRLERİNİ HER VATANDAŞINA EŞİT DAĞITMAKTIR
KADİM DEVLET: HER FERDİN SORUNUNU, KENDİ SORUNU BİLMEKTİR
KADİM DEVLET: HALKIN HUZURU, ÜLKENİN AYDINLIĞIDIR
KADİM DEVLET: BAĞIMSIZ, ÖZGÜR VE AYDINLIK TÜRKİYE’DİR.
Kapitalim dünyanın her yerinde sömürü düzenini yaygınlaştırmış ve ondan başka bir ekonomik sistemin de olmadığına herkesi inandırmıştır.
Dünyadaki bütün ekonomistler, ekonomiyi anlatmaya başladıklarında kapitalizmin bülbülleri oluyor.
Ülkemizde 1940’lı yıllardan beri kapitalizmin sömürüsündedir.
1920’li ve 30’lu yıllarda Kendi öz kaynakları ekonomide mucizeler yaratan sistemimizi bırakmış, kapitalizmin sömürüsüne kendini teslim etmiştir.
Artık bu sömürüyü bitirmenin zamanı geldi.
Öz kaynaklarımızla ekonomimizi yeniden kurmalı ve dışa bağımlı olmaktan da kurtulmalıyız.
Bunu başarmadığımız sürece kapitalistlerin sömürgesi olmaya devam ederiz.
Yeni ekonomik sistemimizin temeli, ekonominin dinamiklerinin ekonomimizi yönetmesidir.
SEKTÖREL BAŞKANLIKLAR.
Ülkemizin her alanında olduğu gibi aslında en kötü durumda olan yanımız da, ekonomi ve ekonomik yapıdır.
Mevcut ekonomik yapımızı ‘adaletsizlik’ İle izah etmek bile mümkün değil.
Kötüden çok daha kötü bir ekonomik yapımızın olduğunu zaten yaşayarak biliyoruz.
Ülkenin gelirinin % 80’nini nüfusun, % 5’i elde ederken, kalan % 95’lik kesim sadece % 20’ini bölüşür durumdadır.
Buna adaletsiz gelir dağılımı demek yetmez.
Ekonomideki bu adaletsizliği kökten değiştirebilmemiz için ekonomiyi bilenlerin de sistemin içerisinde yer almasını sağlayacak bir ekonomi düzeni oluşturulacaktır.
Ekonomiyi oluşturan ve bilenlerin sistemin içerisine girmelerini sağlayacak düzen de, ‘SEKTÖREL MECLİS VE BAŞKANLIKLAR’dır.
Türkiye’nin ekonomik sıkıntılarını aşması ve ekonomi bakımından gelişmiş bir ülke olabilmesi için tüm ekonomik düzenin yeniden oluşturulması gerekiyor.
Her alanda yapılacak değişimlerle, ekonomi rayına oturacak ve hiçbir siyasi yönetim, ekonominin düzenini bozamayacaktır.
Hammadde ve imalattan başlayacak olan kayıt altına alma işlemi ve vergi adaletiyle büyük bir rahatlık kazanacaktır.
Ekonomi tamamen üretenin ve çalışanın yönetiminde olacak, devlet ise bu çalışmaları sıkı sıkıya kontrol edecektir.
Ülkemizin en büyük sorunlarından biri de, ekonomiyi devletin hantal ve iş bilmez bürokratlarının insafına bırakılmış olmasıdır.
Bu sistem devlette yolsuzluğu, yanlış yatırımları getirdiği gibi ekonominin dinamizmini de öldürmektedir.
Ekonomiyi hantal devlet yapısından kurtararak, Sektörel Meclis’in idaresine bırakıldığında, çok hızlı kararlar alınabilecek, gelecekle ilgili plânlar yapılarak, uygulamaya konulacak.
Sektörel Başkanlık sisteminde rüşvet, devleti hortumlamak ve yolsuzluklar da son bulacaktır.
SEKTÖREL MECLİS NEDİR?
Ülkemizde ekonomiyi oluşturan tüm sektörlerin, temsilcilerinin seçimle oluşturduğu, mesleki meclistir.
SEKTÖREL MECLİS NASIL OLUŞACAK?
Öncelikle her sektöre, kendi iş kolunda çalışanların kayıtlarını yapacak. Sektörü oluşturanların belirlenmesi tamamlandıktan sonra, Sektörel Meclis için seçimler yapılacak.
Sektörel Meclisin en önemli ilkesi, hiçbir siyasi parti tarafından desteklenemeyecek ve siyasiler bu çalışmanın içerisinde yer alamayacaktır.
Seçime girenlerin hiçbiri asla siyasi parti desteğini veya ilişkisini gündeme getiremeyecek.
Tamamen meslek üyelerinin seçimleri olacaktır. Siyasi parti desteği veya katkısı olan bir aday seçilmiş dahi olsa, üyeliği düşürülecektir.
Her sektör, kendi temsilcilerini seçerek, Setörel Meclisi oluşturacak, ‘Sektör Vekilleri’ her sektör meclis içerisinden yönetimi belirleyecektir.
SEKTÖREL BAŞKANLIKLARININ ÇALIŞMALARI VE GÖREVLERİ:
TBMM’in mesleki görevlerini yürütecek alt meclis olacaktır.
Her sektörün her ilde, ilçeden temsilciler meclisi oluşturacak.
Her sektör kendi ‘Sektör Vekilleri’ni seçecek.
- Sektörel Meclis’te oluşturulacak Sektörel Başkanlıklar, kendi sektörüyle ilgili; eleman yetiştirilmesi, üretim, yatırım ve satış plânlaması yapacak.
- Çalışanların haklarını koruyacak.
- Üyelerinin mesleki gelişimi için eğitimler verecek.
- Üst düzey eleman yetiştirilmesi için liselerden başlayarak, üniversite eğitimi çalışmalarını, üniversitelerle birlikte yürütecek.
- Sektörel Başkanlıkları, bağlı olduğu bakanlık denetleyecek ve çalışmalarını takip edecek.
- Her Sektörel Başkanlık, gelecek yıllardaki çalışmaları plânlayacak ve bakanlığa onaylatacak.
- Bakanlık, hazırlanan plânların uygulanmasını takip edecek.
- Sektörel Başkanlıklar, kendi çalışmalarıyla ilgili yasal düzenlemeleri yapacak ve bağlı olduğu bakanlıkla, TBMM’de onaylatacak.
NASIL ÖRGÜTLENECEK?
Sektörel Başkanlıkları’nın merkezleri Ankara’da olacak.
Merkeze bağlı ‘Bölge Başkanlıkları, İl Müdürlükleri ve İlçe Temsilcilikleri’ olacak.
TÜRKİYE EKONOMİK OLARAK 12 BÖLGEYE AYRILACAK:
Türkiye, coğrafi bölgelerin dışında, ekonomik verimi arttırmak ve hızlı çözümlerle hizmeti götürebilmek amacıyla 12 ‘Ekonomik Bölgeye’ye ayrılacak. Bölgeler, merkeze yakınlığı ile oluşturulacak.
BÖLGELER:
Doğu Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Doğu Karadeniz Bölgesi, Batı Karadeniz Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi, Marmara Bölgesi, Doğu Akdeniz Bölgesi, Batı Akdeniz Bölgesi, Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi, Trakya Bölgesi ve İstanbul Bölgesi.
Sektörel Başkanlıklar bölgesel, il ve ilçelerde örgütlenecektir.
Mevcut meslek odaları, Sektörel Başkanlıkların oluşumuna temel oluşturacaktır.
SEKTÖREL MECLİSİN ÇALIŞMALARI:.
Öncelikle her sektör, kendi sektörüyle ilgili kayıt sistemini oluşturacak, çalışmalarına çeki düzen verecektir.
Ham maddeden başlanarak, üretimden satışa kadar sektörün ticari çalışmalarını kayıt altına alacak.
Mesleki eğitimlerini yapacak, belirlenen ürün kalitesine göre üretim yapılmasını sağlayacaktır.
Sektörlerine bağlı olmayan hiçbir kuruluş çalışma yapamayacaktır.
Her sektör kalite standartlarını bakanlıkla birlikte belirleyecek ve bu standartların dışında üretim yapılmasına izin vermeyecektir.
Sektörel Meclis, kendi sektörleriyle ilgili plânlamayı yapacak, ihtiyaç duyulan ve gelecekte ihtiyaç duyulacak yasal düzenlemeleri hazırlayarak, bağlı olduğu bakanlık aracılığıyla TBMM’de onaylatarak, yürürlüğe girmesini sağlayacak.
Her bölgeye özgü üretim çeşidini araştıracak ve bölgelerin özelliklerine göre üretimlerin yapılması için yatırımları oluşturacak.
İstihdam plânlamasını yapacak ve işsizliğin olmamasını sağlayacak.
Ekonomiyi oluşturan tüm üretim, satış ve hizmetlerin aksaksız olmasına özen gösterecek.
Çalışanların haklarını koruyacak, üreticiye, esnafa ve tüketiciye sahip çıkacak.

SEKTÖREL MECLİSLE ULUSAL VE ULUSLARARASI KURULUŞLARIN TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞMALARI SAĞLANMIŞ OLACAK
Dünyanın bilinen markalardan bir tanesinin CEO’su ne kadar yüksek maaş verirseniz verin ülkemizde bakanlık yapmaz.
Ancak Sektörel Başkanlık sistemiyle dünyanın ve ülkemizin en büyük markaları ülkemiz için gönüllü çalışacak.
Sektörel Başkanlıklar; kısa, orta ve uzun dönem üretim, çalışma ve hizmet plânlarını yapacağından, ülkemizi ürün satan tüm markların yönetim kadroları da bu çalışmaları yapacak. Böylece dünyanın en büyük firmaların CEO’ları ülkemiz için gönüllü hizmet vermiş olacak.
Sektörel Meclis (Başkanlıklar) oluşturulduğunda, ekonominin yönetimi de profesyonellerce yönetilmiş ve yönlendirilmiş olacaktır.
Çünkü her sektördeki kuruluşlar, ülkemizdeki çalışmalarını geliştirecek, sektörün geleceğiyle ilgili programlar ve projeler hazırlayacaktır.
Örneğin otomotiv sektöründeki bir firma, sektörün gelişmesi, daha iyi olması, istihdamı ve yatırımı planlayacaktır.
Tüm otomotiv sektörü, kendi alanlarında yapacakları çalışmalarla, sektörün gelişmesini ve dünyanın en iyisi olması için çalışmalar yapacak, bu çalışmalar da ülkemizin ekonomik olarak büyümesini ve gelişmesini sağlayacaktır.
Sektörel Başkanlıkların bağlı olduğu bakanlıklar denetimi yapacak ve hazırlanan planların uygulanmasını takip edecektir.
Bu bakanlıklar ülkemizin ihtiyacı olan yatırımları, Sektörel Başkanlıklara yaptıracaktır.
Hukuki alt yapısı da, aynı şekilde hazırlanacak olan yeni ekonomik sistem, ülkemizi dünyanın en büyük devletlerinden biri yapacaktır.
Hazırlanacak yasalardaki en önemli ayrıntı ise yasaların uygulanmaması veya ihlal edilmesi durumunda, yasa uygulayıcıların ihmali görüldüğünde, suç işleyenle aynı cezaları alacaktır.
Yani yasaları uygulayacak olanlar, yasalara uymadığında cezalı duruma düşeceklerdir.
Sektörel Başkanlıklar, oluşturulduğunda bu kez bağlı olduğu bakanlık çalışanların ücret artışlarını, sosyal güvencelerini takip edecek ve günün şartlarına göre düzenlenmesi isteyecektir.
Yani bir bakıma bakanlıklar günümüzdeki ‘sendika’ konumunda olacak, çalışanların ve tüketicilerin haklarını koruyacak duruma gelecektir.
Sosyal devlet yapısı da bu olmalıdır.
KISACASI
TÜRKİEY’NİN EKONOMİSİ ANKARA’daki ekonomiden bihaber, ekonomiyi kitaplardan okuyarak öğrenen, sadece aybaşında maaş almak olarak sanan bürokratların sultasından da kurtarılmış olunur.
Uzmanların ve profesyonellerin yöneteceği bir ekonomi de 3-5 yıl içerisinde dünyanın en önemli ekonomisi konumuna gelecektir.
SEKTÖREL BANKALAR:
Ekonomimizin her sektörünü sömüren kapitalizmin bankalarından kurtaracak ‘Sektör Bankaları’ olacak. Sektör bankaları üreticiye faizle değil üretimden elde edeceği kârdan kazanacak.
Sektör Bankaları’nın kurucuları üreticiler, birikimini ‘yastık altı’ yapanlar olacak.
Faizsiz sistemle çalışacak olan bankalara kurucu olacak büyük bir kitle mevcuttur.
Sektörel Bankalar, kendi sektörlerine destek olduklarında elde edecekler kârı ortaklarına dağıtacaktır.
Faizsiz kazanç sahibi olacaklar banka kurucusu ve banka ile çalışacaklar

YEREL SERMAYENİN GÜCÜ:
ülkemizde olduğu kadar başka ülkede ‘yastık altı’ sermaye var mıdır bilinmez. Ancak ülkemizdeki yastık altı sermaye, ekonomik varlıklarımızdan çok da az değildir.
Emekleriyle, ticaretleriyle, üretimleriyle para kazananlar, kazandıklarını yatırıma dönüştürecek ekonomik sistemimiz olmadığından, doğal olarak faize, dövize ya da altına yatırıyor.
Bu da sermayenin ‘ölü yatırım’ oluşturuyor.
Oysa kazanların yatırım yapabileceği ekonomik ortam olmuş olsa ölü yatırım yerine, ekonomiye güç katacak yatırımları olacak.

