Kavga eden değil, hoşgörü ve samimiyetle yürütülecek dış politikamız olacak.
Öncelikle komşularımız ve Türk devletleri ile alt yapısı sağlam, kuralları net ancak samimi ilişkilerimiz olacak.
Yok edilmiş güveni bir daha sarsılmayacak bir şekilde inşa edeceğiz.
Elbette ki bunu temennilerle değil yapılacak ve her iki tarafın da haklarını en iyi şekilde belirleyen anlaşmalarla yapılacak.
Dışişleri Bakanlığı’nda her devlete özel ofisler olacak ve ilişkileri aksatmadan, sürekliliği sağlayacak çalışmaları bu ofisler yürütecek.
Hükümetler, hazırlanan anlaşmaları imzaladıktan sonra anlaşmalarda yapılması gereken çalışmaları ofisler hayata geçirecek.
Takip edecek. Karşı devletin de aynı şekilde bir ofisinin kurulmasını talep edecek.
Ofisler; ekonomik, kültürel, sportif, turizmle ilgili programları oluşturacak ve hayata geçmesini sağlayacak.
ERMENİ SOYKIRIM YALANINA SON VERECEĞİZ
Üzerimize atılmış ‘Soykırımı’ iftirasını temizlemek için bu güne kadar hiçbir iktidar doğru dürüst bir çalışma yapmadı.
Sadece hamasi sözler, inkâr etmelerin ötesinde bir tutumlarını göremedik.
‘Arşivlerimizi açtık. Gelsin incelesinler’ demek acizliğin ve politikasızlığın en bariz göstergesidir.
İftira bize atılmışken, yabancı tarihçiler neden gelip baksınlar ki?
Gelip baktıklarında zaten gerçeği göreceklerinden bunu doğal olarak istemeyeceklerdir.
Yapılması gereken; yabancı tarihçileri davet ederek, onlara çalışma alanları oluşturmak ve çalışmalarını sağlamak.
Gerekirse talep ettikleri ücretler de ödenerek, tarihi belgelerle iftirayı ortaya çıkarmaktır.
Ardından ‘gelsin baksınlar, gerçekleri görsünler’ demeyerek, hazırlanan dosyayı her ülkenin diline çevrilerek, konunun anlatılması için özel çalışmalar yapılacak.
Sözde soykırım iftirasını konuşan her ülkede özel çalışmalar yapılacak.
Yayın kuruluşlarında, parlamentolarında ve siyasi partileriyle görüşerek konunun iftira olduğu belgeleriyle ortaya konulacak.
Bütün ülkelere konu tek tek gidilerek anlatılacak.

